Askerlere Hitap
Arkadaşlar!
Memleketin şu kaç gün içinde
geçirdiği asabi halecanlarla istikbalin karanlık buhranının sebebi nedir
biliyor musunuz? Gaflet ile milletin sinesine hançer-i istibdadı tekrar
saplamak isteyenlere körü körüne alet oluşunuzdur.
Sizin din ve devlet
hakkındaki hissiyat-ı safiye ve necibenizi şeriatperverlik kisve-i
münafıkânesine bürünerek maksad-ı hainânelerinin vasıta-i husulü ittihaz etmek
isteyenler bundan istifade tarikini pek güzel bildiler ve eracif ile
zabitleriniz aleyhine gayz u husumet-i dindârânenizi davet ederek sizi kıyama
teşvik eylediler.
Siz “Şeriat İsteriz”
feryadıyla bizzat şer’i mükerrem aleyhine kıyam ettiğinizden habir ve agâh
değildiniz. Siz bilmiyordunuz ki dava-yı şer’e kıyamınızı tahrik edenler
bilakis otuz seneden beri en mukaddes ahkâm-ı şeriyyeyi istibdad ile ayaklar
altında kahr u payimal edenlerdir.
En menfur ve ehmelerle, en
deni vasıtalarla otuz seneden beri şevket-i İslâmiye’nin zeval ve inkırazını
isteyenler namus, din ve devleti kişisel rezil menfaatleri uğrunda fedadan
çekinmeyenler analarınızın, babalarınızın zahmetlerle toplayarak selamet-i mülk
ü millet için verdikleri paraları sefahet-i
mecnunâne yolunda sarf edip de serhadlere gönderilen sizin gibi dilaverleri aç,
çıplak, zelil ve sefil bir halde bırakanlar hiçbir vakit şer’i âlinin hadimi
değil bilakis bünyan-ı din ü devletin hasm u hadimidirler.
İdare-i sabıka-i müstebidde
değil mi idi ki ulemâ-yı dinin otuz sene ağızlarını kilitleyerek şer’ koymak en
âli ahkâmının iptal edilmiş olmasına karşı ilâ-yı savt imkânını ref’ etti? Yine
o cadı-yı istibdad değil mi idi ki medrese köşelerinde ömürlerini tahsil-i dine
hasreden binlerce talebe-i ulumi bir günde makarr-ı hilafet-i İslamiyye’den
tard ü tebide kalkıştı?
Arkadaşlar! O vakit neden
sükut ettiniz, ne için “Şeriat İsteriz” feryadıyla kıyam etmediniz? Çünkü hakaik-i
vekayiden gafil idiniz. Reda-yı hadisat arkasında gizlenen emele vukufunuz yok
idi, sükut ediyordunuz.
Bugün saye-i meşrutiyette
şer’i garranın ahkâm-ı kutsiyesi mahal-i tatbik bulunca sefahete sarf edilen
paralarınız bugün sizin rahat ve refahınıza masruf olunca ondan faydalanmaya
alışanlar kâşâne-i ikbâl ü ihtişamlarını tezyin etmeyi i’tiyad edenler buna tahammül
etmediler ve sizin gafletinizden, basiretsizliğinizden istifade ederek tahrik
eylediler ve nihayet daha fenası olmak üzere dinen ve vazifeten hürmet ve
itaatle mükellef olduğunuz zabitleriniz aleyhine sizde tevlid-i husumet ederek
sizi katiller ve vatan hainleri derecesine indirdiler. Görüyor musunuz
harekâtınızın neticesini!
Hem ne demek! Bir askerin,
vazife-i diniye ve milliyesini idrak eden bir askerin kendi âmirini, zabitini
katletmesi ne demektir? Bundan daha zâlimâne bir hareket tasavvur olunur mu?
Askerlik itaat ve inzibat
numunesi olmak lazım gelirken ve askerin zabitlerine hürmet ve itaat
göstermekle yükümlü bulunduğu halde zabitini katledenlere asker nazarıyla
bakılır mı?
Hamiyet, insaniyet ve diyanet
nokta-i nazarından menfur ve kabih olan bu harekâtınızı davanızla tevfik etmek
kabil midir?
Dem-i masumini heder ettiğiniz
o zabitlerin her biri devlet ve millet için neye mal olduğunu biliyor musunuz?
Mütefennin bir mektebli zabit yetiştirmek için devlet ve millet nice senelerin
mesaisine muhtaç ve binlerce liralar sarfına mecbur iken siz gaflet-i
hodgâmınızla o muhterem vücudlara Allah’tan korkmaksızın nasıl kıydınız? Onlar
da sizin gibi ana baba yavrusu, evlâd u ıyâl sahibi, vatan ve millet hadimi
idiler. Yüreklerinizde bir zerre-i terahhum hissetmeksizin nasıl bu zavallıları
hedef ettiniz? Bu hareketlerinizle devletimizin kudret ve satvetini teşkil eden
itaat-ı askeriyeyi ihlâl ederek şevket-i İslâmiye’nin inhitatına hizmet etmiş
oldunuz ki dava ettiğiniz şeriata hıyanettir. Binaenaleyh eğer yüreklerinizde
henüz bir zerre-i hamiyet ve diyanet mevcud ise hain ellerle hareket etmekten
vazgeçip istiğfar ederek zabitlerinizin emr ü kumandası tahtına giriniz, yoksa
din ve millet nazarında ebediyen lanete müstehak olacaksınız.
(Musavver Muhit, 1325)
[Günümüz Türkçesine çeviren: beyzade25]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder