Nişan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nişan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Maarif Nişanı


Maarif Nişanı, Osmanlı Devleti'nde eğitim, sanat ve bilim alanında çalışmalar yapan kişileri ödüllendirmek için Sultan Mehmed Reşad tarafından 1910 tarihinde verilen bir irade ile oluşturulan şeref nişanıdır.
(Maarif Nişanı Birinci Rütbesi)

Maarif Nişanı Nizamname Layihası

Birinci Madde
Silk-i talim müntesibinine ve hidemat-ı maarifperverâneleri müşahid olan zevata i'ta olunmak üzere bu kere "maarif nişanı" namıyla bir nişan ihdas olunmuştur.
İkinci Madde
Maarif nişanı üç rütbe üzerine mürettebdir.
Üçüncü Madde
İşbu nişan kayd-ı hayat ile i'ta olunur.
Dördüncü Madde
Maarif nişanının birinci ve ikinci ve üçüncü rütbeleri zemini kırmızı mineli muhaddeb bir daire üzerinde alamet-i seniyye-i Devlet-i Osmaniye olan hilâl ve yıldızı ve hilâlin ortasında tuğra-yı hümayunu havi olacak ve hilâlin beyaz mineli zemini üzerine "ulum u fünun u sanayi-i nefise" ibaresi yazılacaktır. Birinci rütbesi yeşil mineden ma'mul defne dalı taklidi bir daire ile muhat olacak ve ikinci rütbesi de yıldız cihetinden iki kavis daire ve üçüncü rütbesi de yine yukarı cihetinden iki kavis ile muhat bulunacaktır.
Beşinci Madde
Maarif nişanının birinci rütbesi kenarları beyaz, ortası kırmızı kurdela ile gerdana, ikinci ve üçüncü rütbeleri aynı renkte kurdela ile göğsün sol tarafına ta'lik olunur. Birincisi otuz yedi milimetre, ikincisi otuz milimetre, üçüncüsü yirmi altı milimetre katrında olacaktır.
Altıncı Madde
Maarif Nişanı ile beraber berat-ı âlisi dahi testir ve i'ta olunur. Beratı olmadıkça hiç kimse bu nişanı ta'lik edemez.
Yedinci Madde
Muallimlerden maarif nişanının üçüncü rütbesine kesb-i istihkak edebilmek laakall beş sene silk-i talimde hüsn-i hizmet etmekle meşruttur. Üçüncü rütbesine ihraz eden muallimin hizmet-i talimiyeye devam şartıyla beş sene mürurunda ikinci rütbesine ve on sene sonra birinci rütbesine kesb-i istihkak ederler. Fakat muallimlikte on veya on beş sene hüsn-i hizmetleri görülmüş olanlara veya hidemat-ı maarifperverâneleri sebk edenlere bidayeten ikinci veya birinci rütbeleri dahi tevcih olunabilir.
Sekizinci Madde
Maarif nişanının bir rütbesinden diğer rütbesine irtika edenler aldıkları rütbenin madununda olarak kendilerinde bulunan nişanı red ve iade eyleyeceklerdir.
Dokuzuncu Madde
Meslek-i talimden sükutu müstelzim olan mücazat-ı kanuniye maarif nişanının hakk-ı ta'likini selb eder ve istirdadını mucib olur.
Onuncu Madde
"Maarif nişanı" hükûmet-i Osmaniyeye birer suretle hidemat-ı maarifperverâneleri sebk eden ecanibe dahi i'ta olunur.
Onbirinci Madde
"Maarif nişanı" maarif-i umumiye nezaretinin takdir ve inhası üzerine ba-irade-i seniyye-i hazret-i padişahi ihsan buyurulur.

18 Ocak 2013 Cuma

Devletimizin Neden Bir Arması Yok?

Armalar bir anlamda bir ülkenin prestiji olarak düşünülebilir. Bir çok ülkenin bayrağının yanı sıra arması da mevcuttur. Fakat bizim bir armamız her nedense yok! Osmanlı Devleti'nin de bir arması vardı, malumunuzdur, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir arması hâlen daha yok.. 
Bundan 86 sene önce yani 1927'de gazetelerde en seçkin bir "devlet arması" oluşturulması için Maarif Vekâleti tarafından yarışma düzenlendiği ve içlerinden birisinin (Namık İsmail Bey'in yaptığı armanın) benimsendiği yer alır. Bu arma ortada Türk bayrağı, bayrağın hemen üstünde bir meş'ale, bayrağın altında bir bozkurt, en altta Osmanlıca harflerle "T.C." ve yanlarında buğday ve yapraklar olmak üzere tasarlanmıştır. Bu arma birinci seçilmiştir ama hiç kullanılmamıştır.
6 Kanun-i Sani 1927 tarihli Cumhuriyet gazetesinde şu haber yer alır:
"Armamızın Kabul Edilen Şekli
Yeni armanın Türkiye Cumhuriyeti'ni, bütün güzelliğiyle temsil edebilmesi için daha canlı ve daha san'atkârane bir tarzda teressümü lazımdır."