Pazarola Hasan Bey'i kim tanımaz.. Hangi esnaf onun ismini
işitmemiş, hangi dükkâncı onun hayır duasını almamıştır. Hangi mu'tekid tâcir
"uğurdur!" diye onun resmini dükkânına asmamıştır?..
Hasan Bey, İstanbul'umuzun bu pek maruf şahsiyeti dün sabah
gözlerini ilelebet kapamıştır. Bundan sonra artık hiçbir kimse onun sokaklardan
geçtiğini görmeyecek, hiçbir esnaf artık ondan (Pazarola Esnafbaşı!) diye dua
alamayacaktır. Çünkü bir zamanlar kocaman başında iki parmak abani sarıklı
fesiyle, arkasında abası, elinde tespihiyle dolaşan Hasan Bey son nefesini
çoktan vermiştir.
Dün bu haberi aldığımız zaman bir muharririmizi Hasan Bey'in
taht-ı tedavide bulunduğu Gülhane Hastanesi'ne gönderdik. Arkadaşımızı büyük
bir nezaketle karşılayan Doktor İhsan Rıfat Bey, Hasan Bey hakkında şu malumatı vermiştir:
Hasan Bey 45 yaşında idi. Babası elyevm 85 yaşında olan
Abdullah Efendi'dir. Validesi, pederiyle 40 sene yaşadıktan sonra ölmüştür.
Abdullah Efendi bilahare diğer bir hanımla evlendiği için bugün Hasan Bey'in -
baba bir - üç erkek kardeşi vardır. Bunların biri eczacı binbaşısı, diğeri
memur, üçüncüsü de yüzbaşıdır.
Hasan Bey doğduğu zaman normal bir çocuk imiş. Fakat iki
buçuk aylık olunca hastalanmış ve başı tedricen büyümeye başlayarak
(hidrosefalik) bir çocuk olmuştur.
Hasan Bey'in ölümünü intac eden hastalık iki sene evvel
başlamıştır. Bir gün bir araba çarparak kendisini yere düşürmüş ve Hasan Bey bu
yüzden hastalanarak Cerrahpaşa Hastanesi'nde tedavi edilmiştir. Fakat Hasan
Bey'in artık eski neşesi ve keyfi kalmamıştır. Nitekim iki ay evvel bu hastalık
nüksetmiş ve Hasan Bey göğsünden ızdırap çekmeye, günden güne kendisini kaybetmeye
başlamıştır.
24 Mayıs'ta Gülhane'ye geldiği zaman Hasan Bey ifadeye
gayr-ı muktedir bir halde bulunuyor ve yürüyemiyordu. Çünkü her iki ayağında da
felç vardı. Hasan Bey yatırıldı ve son derece ehemmiyetle tedavi olundu.
Hastalığı esnasında çorba, kahve ve sigarayı pek fazla içiyor ve bu üç şey
verildikçe keyfi yerine geliyordu. Hatta son iki üç gün zarfında sıhhati çok
iyi idi. Bunun için hemen hemen her gelen
ziyaretçi ile temas ettiriliyor, Hasan Bey de onlara: " Sen çok yaşa! İyi
olunca seni tekkeye götüreceğim, sana dua edeceğim!" diye teşekkürler
ediyordu. Fakat son gece birdenbire fenalaştı ve bu (dün) sabah on buçukta
"tüberküloz kaşeksi"den öldü.
Hasan Bey'in cenazesinin ne zaman kaldırılacağı malum
değildir. Eğer ailesi müsade ederse otopsi yapılacak ve dimağı açılacaktır.
Mamafih bu dimağın 1750 gram kadar suyu ihtiva ettiği tahmin edilmektedir.
Hasan Bey'e rahmet dilerken, ailesiyle onun gaybubetinden
müteessir olanlara beyan-ı taziyet eyleriz.
(1926)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder